Yarım yamalak bir şey yazıp sildim. Halının kıvrımları beni boşlukta, tavanın aydınlatmaları loşlukta bırakıyor. Her şeyin azlığında bir şeyleri oldurabilme mücadelesi veriyorum. Aslında her şey de var. Ama bir yandan da yok gibi. Öeyyk, mistik mistik konuşup ucuz felsefe yapıyor gibi hissettim. Pahalı felsefe nasıl yapılır? Yapılsa kim satın alır? Ben belki alırım. Yapıldı mı acaba? Sahaflara gidip sorsam garip kaçabilir. Bana hiç anlamadıkları efsane plakları üç kuruşa satmaya çalışabilirler. Şimdi kim uğraşacak onları elektronik koylarda satmaya.
Yazdığım şeyler yerçekimine yenik düşmüyor. Dinlenik, ya da değişmez hızda gidiyorlar. Etkiyen ne bir kuvvet ne de bir alan var. Bu kalıbı doğru kullanan son kişi olabilir miyim? İnş değilimdir. Herhangi bir şeyin son kişisi olmak kolaysız bir durum olmalı. İlk olmakta sorun yok. Ara kat da iyidir. Kit kat tat açısından pek değil. Gramajları bu hızla düşerse tek lokmaya, suyunu çıkarsalar tek yuduma düşecek. İleride almak istediğimiz gofretleri görebilecek miyiz acaba? Bir de çocuklar çok yaratıcıdır derler. Böyle bir fantastik cümle nedense çocuklukta değil otuzlu yaşlarımda aklıma geliyor. Neden acaba? Bilen varsa söylesin. Çünkü ben söyleyemiyorum.
Şimdi ben böyle garip garip konuşuyorum da siz beni muhtemelen o ziyadesiyle abzürt, ne anlattığı belli olmayan, çünkü pek bir şey de anlatmayan, yeteneksizlik ve işe yaramazlıklarını tuhaf bir şey yaparak kapatmaya çalışan ve prim yapan popüler mistizm üzerinden yola yara yürüyerek bir şeyler çiziktiren postmodern ressamlara benzetiyorsunuz ya? Sanmasanız? Zira öyle değil. Mesela, belki de siz anlamıyorsunuz? (Okuyucuya denmemesi gereken cümleler 101. Böyle güzel de nefret ettiririm kendimden işte.) Ama en azından dürüst olun. Anlamış gibi de yapmayın. Yoksa o postmodern sanat galerisi gezicilerinden farkınız kalmaz. Üzülmem ben, kaldırırım. Batman’im ben.
⸘
